KADER ve KAZA
KADER:
Sözlükte, Planlamak(takdir), biçimlendirmek,
ölçülü yapmak, gücü yetmek, hükmetmek,
gibi anlamalara gelir.
Terim anlamı ise, Allah’ın evrende olmuş ve
olacak olan her şeyi ezelden(önceden) planlaması ve takdir etmesidir.. Bir
şeyin daha olmadan planlanmasıdır. Bunu iradesi, sonsuz ilmi ve kudreti ile
yapar
KAZA:
Sözlükte, Yaratmak, gerçekleştirmek,
hükmetmek, emretmek gibi anlamalara gelir.
Terim anlamı ise, Allah’ın ezelden planladığı
ve takdir ettiği şeyin zamanı ve yeri geldiğinde Allah tarafından yaratılması
demektir. Bir şeyin oluşmuş olmasıdır.
Örnekler,
- Suyun 100 derecede kaynama
kuralı kader iken bir suyun ısınarak 100 ulaşıp kaynadığında ise kazadır.
- Allah’ın önceden
yaratılmamızı takdir(planlaması) etmesi kader, yaratıldığımızda ise kaza
olur.
- Bir çiçeğin açılmasının
ezelden(önceden) planlanması kader, vakti geldiğinde çiçeğin açılması ise
kazadır.
Ø
Kader ve Kazaya inanmak imanın 6 şartından(esas)
biridir.
Ø
Allah’ın İlim, Kudret ve İrade sıfatları Kader
ile doğrudan ilişkilidir. Çünkü bir şeyi planlanması için onun
istenilmesi(dilemesi), bilinmesi ve gücünün yetmesi gerekir.
İrade, Allah’ın dilemesi ve dilediğini
dilediği şekilde yapmasıdır. |
|
Kudret, Allah’ın her şeye gücünün
yetmesi, dilediğini dilediği zamanında var veya yok etmesidir. |
|
İlim, Allah’ın gerek duyular âlemini gerekse duyu ötesine
ait bütün nesne ve olayları bilmesidir. |
Evren, Allah tarafından bir ölçü
ve düzen içinde yaratılmıştır,
“O, karanlığı yarıp sabahı çıkarandır. Geceyi dinlenme zamanı,
Güneşi ve Ayı da ince birer hesap ölçüsü kıldı. Bütün bunlar mutlak güç
sahibinin, hakkıyla bilenin takdiridir (ölçüp biçmesidir).”( En’âm
suresi, 96. ayet)
“O, geceyi, gündüzü, güneşi ve
ayı yaratandır. Bunların her biri bir yörüngede yüzmektedirler.” (Enbiyâ
suresi, 33. Ayet)
Allah’ın her şeyi bir ölçüye göre yaratması
·
İnsanın mükemmel yaratılması, görme, koklama,
dokunma, işitme ve tatma özellikleriyle donatılması…
·
Arıların işleyişi, hem bal hem zehir
üretebilmesi. İş bölümü yapmaları, sineğin küçücük kanatları olması.
·
Dünya ve gezegenlerin işleyişi, dünyanın kendi
etrafında dönmesiyle gece-gündüz, güneş etrafında dönmesiyle de mevsimlerin
oluşması.
·
Canlıların su ihtiyacı için suyun yaratılması ve
olgunlaşması içinde sıcakların yaratılması.
· Denizlerdeki tuz oranının, deniz canlıları için uygun ve dengeli
bir seviyede olması.
·
Dünya ile
güneş arasındaki mesafenin, dünyadaki canlıların yaşayabilmesi için en ideal
uzaklıkta olması.
· Gezegenlerin ve yıldızların
aralarındaki mesafenin, evrendeki dengeyi ve düzeni bozmayacak şekilde olması.
· Yağmurun belli bir ölçüye
göre yağması.
· Gece ve gündüzün oluşması
· Ayın hareketleri sonucu gelgit olayının oluşması
· Ay'ın dünyaya olan uzaklığı
· Atmosfer tabakasının
kalınlığı
Ø
Kur'an'dan
Örnekler:
Ø "Gerçekten biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık." (Kamer
suresi, 49. ayet)
Ø "Güneş ve ay bir hesaba göre (hareket etmekte)dir. Yıldızlar
ve ağaçlar (Allah'a) secde ederler. Göğü Allah yükseltti ve dengeyi o koydu.
Sakın dengeyi bozmayın." (Rahman suresi, 5.-8. ayetler)
Ø "Her şeyi yaratmış, ona bir ölçü, biçim ve düzen
vermiştir." (Furkan suresi, 2. ayet)
Ø "Geceyi ve gündüzü, güneşi ve ayı yaratan odur. Her biri bir
yörüngede hareket etmektedir." (Enbiya suresi, 33. ayet)
Ø "Gökleri yedi kat yaratan odur. Rahman'ın yaratmasında bir
düzensizlik göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görüyor
musun?"(Mülk suresi, 3. ayet)
Ø "Gökten bir ölçüye göre suyu indiren odur. Biz onunla
(kupkuru), ölü bir memlekete hayat veririz..." (Zuhruf suresi, 11. ayet)
Ø "O (Rabb) ki seni yarattı. Sana düzgün ve ölçülü bir biçim
verdi." (İnfitâr suresi, 7. ayet)
Ø "Biz gökten belli bir ölçüye göre suyu indirdik de
(faydalanmanız için) onu yeryüzünde tuttuk..." (Mü'minun suresi, 18. ayet)
Ø "Güneş de yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu, üstün ve bilen
Allah'ın kanunudur." (Yâsin suresi, 38. ayet)
Ø "...Onun katında her şey bir ölçü (miktar) iledir." (Rad
suresi, 8. ayet)
KADER ve EVRENDEKİ YASALAR
v
Evrendeki her şey, Allah’ın koyduğu biyolojik,
fiziksel ve toplumsal yasalara göre hareket
etmektedir.
v
Evrendeki bu yasalara sünnetullah
veya âdetullah denir.
1.
Fiziksel Yasalar, madde
ve enerjinin oluşumu, yapısı, hareketi, değişimi ve maddeler arası
ilişkilerle ilgili yasalardır.
· Deney,
gözlem ve araştırmalar sonucu insanlar tarafından tespit edilirler.
· Evrenseldirler ve değişmez bir niteliğe sahiptirler.
Örnekler,
Ø
Fotosentez olayı, mevsimlerin- gece ve gündüzün
oluşumu, ısınan suyun buharlaşması, yer çekimi, suyun kaldırma küveti, güneşin
ışık yayması, uçağın havada uçması, gemilerin denizde yüzmesi, rüzgârın
varlığı, gezegenlerin mesafeleri,
2.
Biyolojik Yasalar, Canlıların
yapısı, doğması, gelişmesi, beslenmesi ve üremesi gibi olaylar biyolojik
yasalar kapsamında değerlendirilir. (bitki, insan ve hayvanlarla ilgili
yasalardır)
Örnekler,
Ø
Bitkilerin gelişmesi için Fotosentez yapması,
hava almak için solunum olması, balıkların solunum için solungaçlarının olması,
uçmak için kanadın olması, canlıların kendilerine uygun farklı yapılarının
olması, çene yapısı ve diğer organlarını farklı olması gibi. Hayvanlarının
derilerinin iklim şartlarına uygun bir şekilde olması, meyve ve sebzelerin
farklı renk ve tatlarda olması gibi… Canlıların yeme içmesi…
3.
Toplumsal Yasalar, Toplumun
sağlıklı bir şekilde varlığını sürdürebilmesi için uyması gereken yasalara
toplumsal yasalar denir.
·
Deney, gözlem ve araştırmalar sonucu insanlar
tarafından tespit edilirler.
·
Toplumun barış ve huzuru bu ilkelere olan
bağlılıkla sağlanır.
·
Toplumsal olaylar sebep sonuç ilişkisine göre
neticelenir. Örneğin, sevgi, kardeşlik ve dostluk yoksa nefret, ayrılık ve
düşmanlık gerçekleşir.
Örnekler,
Ø Sevgi,
kardeşlik, doğruluk, adalet, kul hakkı, hoşgörü, merhamet, şefkat, hak-hukuk,
vicdan sahibi olma. Sanayileşmenin
artması ve tarımsal üretimin azalmasıyla köyden kente göçün hızlanması
Ø
Eşitliğin olmadığı toplumlarda
karmaşa yaşanması
Ø
Gelir dağılımının adil olmadığı toplumlarda
huzur ve barış ortamının bozulması
Ø
Kuraklık sonucu göçlerin yaşanması
Ø
Bireylerinin iyi bir eğitim aldığı
toplumlarda huzur ve güven ortamının olması
KADER ve İRADE
İrade,
istemek, dilemek, tercih etmek, karar vermek, kast etmek ve bunlar için
gerekli güç ve yeteneğe sahip olmak demektir. Kısaca kişinin tercih etmesi ve
tercih ettiği şeyi yapamaya onu iten güçtür.
Ø
Allah insana akıl ile birlikte irade (seçebilme
özgürlüğü) vermesi onun yaptıklarından sorumlu kılınması anlamına gelir. Bu
yüzden kader; insanın akıl ve sorumluluk sahibi olmasıyla yakından ilgilidir.
Ø
İnsanı diğer canlılardan ayıran en temel özellik
Akıl sahibi olmasıdır. İnsan aklıyla iyiliği ve kötülüğü birbirlerinden ayırt
edebilir. İnsanın akıl ve irade sahibi olması ve vahyi yoluyla kendisine iyilik
ve kötülüğün bildirilmesi sonucunda mükellef(sorumlu) kılınmıştır.
Sorumluluk(mükellefiyet), bir
kimsenin verdiği kararların sonuçlarını üstlenmesi, yapması gerekeni yapmadığı
veya yapmaması gerekeni yaptığı işlerden dolayı hesap vermek zorunda olmasıdır.
“Kim iyi bir iş yaparsa faydası kendisinedir ve kim kötülükte bulunursa
zararı kendisinedir…”(Fussilet suresi, 46. ayet.)
Örneğin, yasak(haram)
olanı yapması veya yapması gereken bir ödevi (görevi) yapmaması sonucunda hesap
vermek zorunda kalması.
Küllî ve cüzî olmak üzere iki kısma
ayrılır.
1)
Külli
İrade; Allah’ın istediğini istediği gibi dilemesi ve
seçmesidir.
ü Küllî
irade Allah’ın mutlak ve sınırsız iradesidir. Her şeye hâkim olan, her şeyi
içine alan(kapsayan) iradedir.
ü İnsanın
iradesinin(isteğinin) dışında olan şeylerdir.
Örneğin, anne
babamızı, ırkımızı vb. seçemeyişimiz, göz, ten ve saç rengi gibi… Ölüm
zamanımız, ailemiz, cinsiyetimiz vb. hepsi bizim irademiz dışında Allah’ın
dilemesi ile gerçekleşmektedir.
2)
Cüzi
İrade, Allah tarafından insana verilen sınırlı özgürlük ve
insanın tercih etme kabiliyetidir.
ü İnsanın
tercihte bulunma imkânı sağlayan iradedir(tercih).
ü Özgür
irademizle seçerek yaptığımız davranışlar.
Örneğin, oturmak,
kalmak, meslek seçmek, namaz kılmak, inanmak, arkadaş edinmek gibi…
“insanoğlu
kıyamet gününde şu beş şeyden hesaba çekilmedikçe bir tarafa gitmez.”
|
4. Malını nereye harcadığını |
|
5. Bildikleriyle amel edip etmediğinden sorulur |
|
(Hadisi
Şerif) |
KADERLE İLGİLİ KAVRAMLAR
Ömür ve Ecel
· Ömür,
canlıların doğumundan ölümüne kadar geçen zaman dilimine denir.
· Ecel,
ömrün bittiği, yaşamın sona erdiği zamandır. Ömrün sona erdiği ândır.
“Her can, ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz.” (Ankebût
suresi, 57. ayet.)
Rızık,
Canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için Allah’ın
onlara verdiği nimetlerdir.
Örneğin,
yiyecekler, içecekler, giyecekler, bilgi, hava, ateş, su, kısaca ihtiyaç
duyduğu ve yararlandığı her şey.
“Yeryüzünde yaşayan bütün canlıların rızkı Allah’a aittir...”
(Hûd suresi, 6. ayet.)
Ø
Rızkı veren Allah’tır. Ancak onu elde etmek için çalışmak ve Helal
yoldan kazanmak gerekir.
Ø
İslam dini, kumar, şans oyunları, gasp,
hırsızlık gibi haksız kazanç yollarından gelir elde etmeyi haram saymıştır.
Çalışmadan, dilenerek geçinmeyi de hoş görmemiştir.
Ø
“Kaderimde ne varsa o olur, nasıl olsa rızkı
veren Allah’tır” deyip insanı çalışmamaya, tembelliğe götürmemelidir.
Er-REZZAK
“Mahlûkâtına maddî ve mânevî her türlü rızkı bol bol ihsan eden” anlamında
esmâ-i hüsnâdan (Allah’ın en güzel isimlerinden)dır.
Tevekkül,
Sözlükte, güvenmek,
dayanmak, teslim olmak gibi anlamlara gelir.
Terim anlamı ise, Allah’a
dayanıp güvenmek, çalışıp çabalarken, Allah’ı daima yanımızda bilmek ona
güvenmek ve tüm gayreti gösterdikten sonra işlerin sonucunu Allah’a bırakmak
demektir…
Mütevekkil, Tevekkül
sahibi kimselere denir.
Örneğin, bir öğrenci
sınavda başarılı olmak için elinden gelen her türlü çabayı ve gayreti
gösterirken Allah’a güvenmesi ve sonucu Allah’a bırakmasıdır. Kısaca neler
yapılması gerekiyorsa yapıp sonucu Allah’a havale etmektir.
Müminler, yalnız Allah’a tevekkül etsinler.”(Ali-İmran, 122.)
Kararını verdiğin zaman artık Allah’a dayanıp güven. Çünkü Allah,
kendisine dayanıp güvenenleri sever.” (Ali-İmran, 159.)
Başarı ve
Başarısızlık, İnsan akıl ve iradesiyle başarıya giden
yolları tercih eder. Bu yaptığı tercih sonucunda başarılı veya başarısız olur.
Sağlık ve Hastalık,
Sağlığın değeri hasta olduğunda anlaşılır. Onun için sağlığımızı korumak
için gayret göstermeliyiz. Hasta olduğumuzda sağlığımıza kavuşmak için gerekli
tedavi yollarına başvurmalı ve iyileşmek için Allah’a dua etmeliyiz. Doktora
gitmek insanın sorumlulukları arasında yer alır.
“Ey Allah’ın kulları! Tedavi olunuz. Şüphesiz Allah her hastalığın
şifasını yaratmıştır”(hadis)
Hazırlayan : Ferhat Seyhan
Görüşlerinizi yoruma yazabilir misiniz?