Ay Işığında Hikayeler - Betül FIRAT

Ay Işığında Hikayeler

Ruhun labirentlerinde bir yolculuk: Kendini arayanların ve kalbi yalnızların kitabı

Betül Fırat

Çağdaş Türk edebiyatının ödüllü kalemi, insan ruhunun kâşifi

Betül Fırat, "Ay Işığında Hikayeler" ile okuru insan olmanın en derin katmanlarına davet ediyor. Fantastikten bilimkurguya, polisiyeden büyülü gerçekliğe uzanan on öyküde, yalnızlığın şiirsel dokunuşuyla kendi içinde kalabalık olmayı başaran karakterler soluk kesiyor.

"Ecnebi" ile sınırları, "İkiyüz" ile benliğin çift katmanlarını sorgulatan yazar, her öyküde farklı bir duygu evrenine kapı aralıyor. Sanki eski bir dostun günlüğünü okuyormuş hissi veren bu anlatılar, insanın kendini anlama ve kabul etme mücadelesini büyüleyici bir üslupla resmediyor.

Türler arasında ustalıkla gezinen Fırat, okuru hem düşündürüyor hem de içtenlikle sarıp sarmalıyor. Bu kitap sadece okumak değil, ruhunuzun kıvrımlarında hissetmek için...

“- Dünyayı yangın yerine çevirdiniz. Ne felaket varsa bunu başınıza kendiniz açtınız. İşinizi iyi yapmadınız. Dünya size bir şey yapmadı ama siz onu yaşanmaz hale getirdiniz, diye anlatmaya devam ediyordu adam. İyice tadı kaçmıştı ahalinin. - Cevap bile veremiyorsunuz vızıldayanlara. Hep baş ağrıtıyorlar diye dinlemiyorsunuz da zaten, dedi adam.”

“Zoe ne uyuyabiliyor ne de cadıların arasına karışabiliyordu. Ölüm kalım olmuştu bu yarışma onun için. İçinde kötülük olmasa belki de bir sihir perisi olabilirdi ama bunun için içinde yeterince iyilik yoktu. Diğer yandan da önceki yarışmaları kazanıp cadılığı tescil olanların yaptıkları büyüleri araştırıyordu. Farklı bir şey bulmalıydı ama ne? Belki de büyü ve sihri aynı anda kullanmalıyım, diye geçirdi içinden. Büyü ve sihir kitaplarını okumaya başladı. Birbirine en yakın olan ve en kötü olanlarını bir araya getirmesi gerekti. Yine çalışmaya başladı. Kendisine gelen cadılar partisi ve diğer eğlence tekliflerini ret ediyordu. ”

“Vızıldıyorlar hepsini bana. Dayanamıyorum artık. Yeter demek istiyorum. Bana vızıldamasınlar, diye haykırdı adam. Başını ellerinin arasına almış ve kafasını saklar gibi gömmüştü elleri arasına. Ahali homurdanmaya başladı. İyice keyifleri kaçmıştı. - Bitmedi… Tabii yaptıklarınız. Yediğiniz naneler bini geçti. Hepsinin cezasını çekeceksiniz, hepsinin. Bırakın artık zulmü, bırakın artık eziyeti. Güçlünün hakkı mı her şey sanki? Bırakın o zaman güçlü olmayı, diye yalvaran bir sesle konuşuyordu adam. Çıt çıkmıyordu ahalide artık. Herkes kendi içinde kendi düşüncesine daldı.”

Sosyal Medya Hesapları

İnstagram 1000Kitap 1000Kitap Şahsi

Kitap Satılan Siteler

Kitapyurdu

"Eski bir dost mektubu samimiyetiyle yazılmış, ruhunuzda çınlayacak on hikâye. Betül Fırat'tan kendini arayan herkese..."

© Reklam değildir, okuduğum kitapları paylaşıyorum